Belbacio’nun Moda ve Yaratıcılık Yolculuğu: Köklerden Küresel Bir Markaya
Moda dünyasına olan tutkunuzu ve yolculuğunuzu bizimle paylaşır mısınız? Moda tasarımına olan ilginiz nasıl başladı?
Moda tutkumun temelleri genç yaşlarımda atıldı. 12-13 yaşlarımdayken, bulduğum her kağıda kadın figürleri, özellikle de Amazon kadınlarına benzeyen savaşçı kadınlar çizerdim. Giyime ve eşyaya olan düşkünlüğüm beni sürekli vitrin gezmelerine ve giysilerimi kombinleyip insanların tepkilerini gözlemlemeye itti. Estetik ve güzellik konusundaki merakım beni moda tasarımına yönlendirdi. Bu ilgi, iniş çıkışlarla dolu kariyerimde beni ayakta tutan en büyük güç oldu.
Moda kariyerinizde sizi en çok etkileyen kişiler kimlerdir?
Kariyerimde bana ilham veren birkaç isim var. Cemil İpekçi ile tanışmam ve onun atölyesinde geçirdiğim zamanlar, moda dünyasında atılım yapmamda büyük rol oynadı. Onun doğu ile batıyı sentezleme yaklaşımı, tarzım üzerinde derin bir etki bıraktı. Ayrıca, Ferruh Karakaşlı ile çalışma şansım oldu ve onun rehberliği bana hem profesyonel hem de kişisel anlamda çok şey kattı. Kapalıçarşı’da kumaş arayışları ve ünlülerle çalışmanın bana kattığı deneyimler, modadaki yolculuğumun mihenk taşları oldu.
Neden İtalya’ya yerleştiniz ve bu ülke moda dünyasında sizin için neden önemli?
İtalya’yla olan bağım 18 yaşında başladı. Özellikle Venedik ve Roma, bana sanat ve estetik anlamında ilham verdi. Milano, moda dünyasının kalbi olarak benim için vazgeçilmez bir yer oldu. Sanat ve modanın iç içe geçtiği bu ülkede, İtalyan dili ve kültürünü öğrenme fırsatım oldu ve bu beni buraya yerleşmeye yönlendirdi.
Tasarım süreciniz nasıl işliyor? Hangi yaklaşımları benimsiyorsunuz?
Tasarımlarımı trendlerden bağımsız olarak, tamamen konsept odaklı bir yaklaşımla oluşturuyorum. Her koleksiyonumda yeni bir persona yaratıyorum. Tarihten ilham aldığım kadın figürlerini modernize ederek, onların yaşam tarzına göre kıyafetler tasarlıyorum. Moda tasarımı benim için bir sanat formu ve her tasarımda bu estetik yaklaşımı koruyorum.
Gelecekteki hedefleriniz neler?
Dünya çapında tanınan bir marka olmayı hedefliyorum. Hayallerime ulaşmak için sürekli çalışıyorum ve moda dünyasında daha büyük adımlar atmak için planlar yapıyorum. Milano’da köklü bir marka olma yolunda ilerlerken, yeni koleksiyonlar ve işbirlikleri üzerinde çalışıyorum.
Belbacio markanızın kökeni nedir?
Belbacio, İtalyan bir arkadaşımın ismimi yanlış telaffuz etmesiyle ortaya çıktı. “Bel” ve “bacio” birleşimi, Türkçeye “güzel öpücük” olarak çevrilebilir. Bu isim, markamın zarafet ve şıklıkla olan bağına da işaret ediyor.
Moda ve sanat arasındaki ilişkiyi nasıl tanımlıyorsunuz?
Moda ve sanat birbirine çok yakın disiplinler. Sürrealizm, Kübizm gibi sanat akımlarından ilham alarak tasarımlarımı eklektik bir tarzda oluşturuyorum. Sanatın özgür doğasını, tasarımlarıma taşıyarak her parçada bir hikaye anlatıyorum.
Sürdürülebilirlik ve etik üretim konularında nasıl bir yaklaşımınız var?
Sürdürülebilirlik, yalnızca çevresel değil aynı zamanda markanın DNA’sı ile de ilgili. Tasarımlarımda minimum su tüketimi ve soğuk baskı teknikleri kullanarak çevreye duyarlı üretimler yapıyorum. Her zaman yavaş moda anlayışıyla hareket ediyorum, sınırlı sayıda ve kişiye özel tasarımlar üreterek bu sürdürülebilir yaklaşımı koruyorum.
Gelecek projeleriniz ve işbirlikleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Markamın ürün gamını genişletmeyi planlıyorum. Özellikle erkek koleksiyonları, ayakkabı, çanta ve fular gibi alanlarda yeni tasarımlar oluşturmak istiyorum. Ayrıca İtalyan influencerlar ile işbirlikleri ve İtalyan Moda Federasyonu’na üyelik başvurusu yapmayı planlıyorum.